Bipolar bozuklukta tanı açısından tipik olgularda çok sorun yaşanmasa da spektrumun ucunda yer alan alt gruplar için tanı sisteminde yeni araştırmalara ihtiyaç vardır. Ancak şu ana kadar yapılan araştırmaların iki bipolar bozukluğun bir spektrum bozukluğu olduğunu ve çok boyutlu bir tanı yaklaşımı gereksinimini ortaya koyduklarını söyleyebiliriz. Bipolar bozukluğun tedavisinde akut dönemler için fazla sorun olmamakla birlikte koruyucu tedavi açısından halen ciddi sorunlar vardır. Koruyucu tedavinin sürdürülebilmesi için tedavi işbirliğinin kurulmasına ihtiyaç vardır ve psikoeğitimin önemi bilinmektedir. Tanı ve tedavi sorununu çözerken kullanılacak klinik araştırmaların açık ve küçük olgularla yapılanlarının güvensizliğine karşı çift kör büyük olgu sayılı randomize kontrollü çalışmaların ardındaki ilaç şirketleri sorun oluşturmaktadır. TPD-Duygudurum Bozuklukları ÇB gibi bağımsız çalışma gruplarının yayınları önem taşımaktadır. Etiyoloji ile ilgili gerek genetik gerekse işlevsel nörogörüntüleme ile elde edilen veriler henüz gündelik uygulamaya yansımamaktadırlar. Yakın gelecekte bu alanlar durmaksızın çalışacak genç araştırmacıları beklemektedir.