Acil servise psikososyal açıdan bakıldığında üç grubun birbirleriyle ve kendi içlerinde etkileşimi ön plana çıkar: Hastalar, hasta yakınları ve sağlık çalışanları. Belirtilen üç grubun etkileşiminde kişilik özellikleri, kültürel özellikler, değerler, tutumlar, zorluklarla başa çıkma, dayanıklılık, “hastalık”, “sağlık” kavramları, önceki hastane deneyimleri, toplumda yer alan “acil servis” izlenimi gibi etkenlerin rolü olabilir.
Acil servislerde müdahale gerektiren psikiyatrik durumlar arasında, intihar riski, başkalarına zarar verme riski, saldırgan davranış, tedavi reddi, ileri derecede beslenme bozukluğu, tıbbi sorunların eklenmesi ve adli durumlar sayılabilir. Acil servislerde sık karşılaşılan psikiyatrik tablolar arasında ise, intihar girişimi, saldırganlık, dürtü kontrolsüzlüğü, konversiyon bozukluğu, panik atağı ve madde bağımlılığı veya yoksunluğu sayılabilir. Ayrıca acil servislerde karşılaşılan her türlü tabloda da (kardiak sorunlar, yaralanmalar, kazalar vb) psikososyal değerlendirme ve bu değerlendirmelere göre yaklaşımlar işimizi kolaylaştırır. Biz farkına varsak da varmasak da, duygular, söz ötesi etkileşimler sürüp gitmektedir.
Hastalardan ve hasta yakınlarından sorun alanı hakkında bilgi alırken, her türlü ipucu değerlendirilerek, (sözel, sözel olmayan ifade biçimleri gibi) kaygıları, korkuları, belirtilerini nasıl anlamlandırdıkları, nasıl beklentileri olduğu hakkında veri toplanmalıdır. Bu özellikler, penisilin allerjisi olup olmadığını öğrenmekten daha az önemli değildir!