Travma beynin bazı bölgelerinde, özellikle limbik sistemde bir aşırı uyarım yaratmakta, buna bağlı ortaya çıkan nöronal işlev bozukluğu bilgi işleme sürecini bozmaktadır. Sağ hemisferde blolak olan ve sol hemisphere geçerek kortikal alanla bulışmayan bu elektrofizyolojik süreç bilginin işlenememesi, işlevsel olmayan bir biçimde depolanması, bireyin kendilik algısının bozulması ve işlevsel olmayan davranışlar sergilemesi anlamına gelmektedir. EMDR hemisferik geçişi sağlayarak, ayrıca REM benzeri mekanizmalar üzerinden bilginin uyum sağlayıcı bir şekilde işlenmesini sağlayarak travmatik anıya karşı bir duyarsızlaşma yaratmakta, oluşan olumsuz şemaların değişimini sağlamaktadır. Sınırlıda olsa yapılan araştırmalar EMDR’nin TSSB ve travma ile ilişkili ruhsal bozukluklara etkili olduğunu, bu etkinin sürekli olduğunu, 3-8 seansı kapsayan uygulamalarda %60-90 arasında bir iyileşme sağladığını göstermiştir. Öğrenilmesi ve uygulaması kolay olan bu yöntemi BDT yada psikodinamik terapi gibi herhangi bir ekolde psikoterapi eğitim altyapısı olan ve kullanan her psikiyatrin öğrenmesi, gerekli durumlarda terapi uygulamaları içinde bu yönteme yer vermesi önerilir.