Psikolojik dayanıklılık, olumsuz koşullar ile karşı karşıya kalındığında, risk faktörleri ve koruyucu faktörlerin etkileşimi sonucu oluşan süreçte, bireyin bu olumsuz koşulların üstesinden başarıyla gelebilme, uyum sağlayabilme ve yeterlilik geliştirebilme yeteneği anlamına gelmektedir. Dinamik bir süreç olmakla birlikte, gelişiminde maruz kalınan riskler ve bu risk faktörlerinin olumsuz etkilerinin azaltılmasında ya da ortadan kaldırılmasında koruyucu faktörlerin bulunması önemlidir. Yapılan çalışmalarda psikolojik dayanıklılığın öğrenilebilir bir kişilik özelliği olduğunu ortaya konmuş ve gelişiminde hem risk faktörleri hem de koruyucu faktörler üç başlık altında toplanarak açıklanmaya çalışılmıştır: bireysel, ailesel ve çevresel faktörler.
Travma sonrası büyüme ise travmatik yaşam olaylarının ardından ortaya çıkan olumlu psikolojik değişiklikler olarak tanımlanmaktadır. Travmayı izleyen olumlu değişimlerin kaynağı, travmatik olayın kendisi değil, kişinin bu olayın üstesinden gelebilmek için girdiği yeni gerçeklikle mücadele sürecidir ve acı ile olumlu değişme birlikte yaşanır. Bu nedenle travmatik olayların “insanlar için iyi” olduğu söylenemez. İnsanın zorluklar yaşayarak bilgeliğe, doğruluğa ulaştığı inancı, acı sonrası mutluluk/ olgunlaşma / yaşama dokunma gibi düşünceler yeni değildir. Çeşitli inanç sistemlerinde, kültürlerde, edebiyatta, mitolojide acı çekmenin insanı değiştirdiğine, olgunlaştırdığına dair düşünceler zaten mevcuttur.