Bipolar bozukluk kalıtılabilirliği yüksek bir psikiyatrik hastalıktır ve son yıllardaki çalışmalar genetik heterojeniteyi ortaya koymuştur. Hastalığın ortaya çıkışında çok sayıda orta etki büyüklüğünde genin sorumlu olduğu günümüzde en kabul gören önermedir. İlişki (association) ve genom boyu ilişki (genome-wide association) çalışmalarında saptanan en güçlü aday genler serotonin taşıyıcı gen (SLC6A3), D-aminoasit oksidaz aktivatör geni (DAOA), Ankyrin 3, voltaj kapılı kalsiyum kanalı alfa alt ünitesi geni (CACNA1C) Ve Diaçil gliserolkinaz eta (DGKH) olmasına karşın etki büyüklükleri çok yüksek değildir. Bu nedenle son yıllarda çevresel ve epigenetik etkenler daha fazla çalışılmaktadır.