Tıp Öğrencilerinde Depresyon, Depresif Semptomlar ve Özkıyım Düşüncelerinin Prevalansı: Bir Sistematik Gözden Geçirme ve Meta-analiz
Tıp Öğrencilerinde Depresyon, Depresif Semptomlar ve Özkıyım Düşüncelerinin Prevalansı: Bir Sistematik Gözden Geçirme ve Meta-analiz
Künyesi:
Lisa S. Rotenstein, BA, Marco A. Ramos, MPhil, Matthew Torre, MD, J. Bradley Segal, BA, BS, Michael J. Peluso, MD, MPhil, Constance Guille, MD, MS, Srijan Sen, MD, PhD, and Douglas A. Mata, MD, MPH. Prevalence of Depression, Depressive Symptoms, and Suicidal Ideation Among Medical Students: A Systematic Review and Meta-Analysis. JAMA. 2016 December 06; 316(21): 2214–2236.
Bağlantı:
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/27923088
Özet:
Giriş
Yapılan çalışmalar tıp öğrencilerinde depresyon ve özkıyım düşüncesi oranlarının yüksek olduğunu öne sürmektedir. Ancak tahmin edilen depresyon veya depresif belirti oranları %1.4 ile %73.5 arasında değişirken, özkıyım düşüncesi oranı %4.9 ile %36.5 arasında değişir. Çalışmalar ayrıca öğrencilerde depresyon ve özkıyım düşüncesi varlığının lisan yılı, cinsiyet ve diğer özelliklere göre değişip değişmediği konusunda çelişkili bulgular vermektedir.
Son çalışmalarda asistan hekimlerde yüksek oranda depresyon saptanması da dikkate alınarak; tıp öğrencilerinde duygusal stresin nedenlerini önleme, tedavi etme ve tanımlama çalışmaları için, tıp eğitimi sürecinde depresyon ve özkıyım düşüncesi prevalansının güvenilir bir tahmininin yapılması önemlidir.
Bu çalışmada tıp öğrencilerinde depresyon, depresif semptomlar ve özkıyım düşüncesi prevalansının saptanması amaçlanmıştır.
Yöntem
Bağımsız iki yazar tarafından, 17 Eylül 2016 tarihinden önceki yayınlar EMBASE, ERIC, MEDLINE, psycARTICLES, ve psycINFO veri tabanları kullanılarak depresyon, depresif semptom ve özkıyım düşüncesi açısından, dil kısıtlaması yapılmadan tarandı. Tanımlanan yayınların referans listeleri tarandı ve epidemiyoloji raporlama rehberindeki Sistematik İncelemeler ve Meta-analizler ile Gözlemsel Araştırmaların Meta-analizi için Tercih Edilen Raporlama Maddeleri’nde belirtilen yaklaşımlar kullanıldı.
Tıp öğrencileri hakkındaki verileri rapor eden, hakemli dergilerde yayınlanmış ve depresyon, depresif belirtiler veya özkıyım düşüncesi için geçerli bir yöntem kullanan çalışmalar dahil edildi.
Depresyon, depresif belirtiler ve özkıyım düşüncesi prevalansı ile depresyon saptanan olguların tedavi alıp almadığı 3 bağımsız araştırmacı tarafından değerlendirildi. Değerlendirmeler rastgele etki meta analizi ile toplandı. Çalışma düzey özelliklerinin farklılıkları tabakalı meta analiz ve meta regresyon kullanılarak değerlendirildi.
Bulgular
Depresyon veya depresif belirti prevalansı verileri 43 ülkeden, 167 kesitsel çalışma(n = 116 628) ve 16 boylamsal çalışma (n = 5728) kullanılarak elde edildi. Biri hariç bütün çalışmalar özbildirim ölçekleri kullandı. Depresyon ve depresif belirtilerin havuzlanmış ham prevalansı %27.2’ydi (37 933/122 356 olgu). Depresif belirti yaygınlığı, incelenen süre boyunca (1982-2015) nispeten sabit kaldı.
9 boylamsal çalışmada(n=2432) depresif belirtiler tıp fakültesinden önce ve sonra değerlendirildi. Belirtilerin median mutlak artışı %13.5’ti (%0.6-%35.4). Preklinik kısım öğrenciler ile klinik kısım öğrencilerin tahmin edilen prevalansı arasında anlamlı fark yoktu. (p=0.72).
Tıp öğrencilerinden depresyon saptananların %15.7’si psikiyatrik tedavi aldı. (110/954 olgu)
Özkıyım düşüncesi sıklığı verileri 15 ülkeden 24 kesitsel çalışmadan(n=21 002) elde edildi. Özkıyım düşüncesinin havuzlanmış ham prevalansı %11.1’di (2043/21 002 olgu).
Yaygınlık tahminleri değerlendirme yöntemleri arasında % 7.4 ile % 24.2 arasında değişmektedir.
Tartışma
Bu sistematik gözden geçirme ve metaanaliz, 195 çalışma ile 129 123 tıp öğrencisini kapsamaktadır. Veriler 47 ülkeden toplanmıştır. Öğrencilerin %27.2’sinde depresyon saptanmıştır. %11.1 öğrenci tıp fakültesi boyunca özkıyım düşüncesi olduğunu belirtmiştir. Depresyon saptanan öğrencilerin sadece %15.7’si tedavi almıştır.
Depresyon ve özkıyım düşüncesi, kısa vadede intihar riski ile uzun dönemde daha yüksek depresyon ve morbidite riski ile ilişkilidir.
Güncel çalışmalarda asistan hekimlerde yüksek depresyon sıklığı saptanmıştır. Bulguların uyumu (tıp öğrencilerinde %27.2, asistan hekimlerde %28.8), depresyonun tıp eğitiminin bütün aşamalarını etkileyen bir problem olduğunu göstermektedir. Tıp öğrencilerindeki depresif belirtiler ve özkıyım düşünceleri; hekimlerin sağlık durumlarını ve verilen hizmetin kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.
Bu araştırmada büyük çoğunlukla özbildirim ölçekleri kullanılmıştır. Tanı koyma açısından, klinik görüşme kadar yeterli olmasa da, formu dolduranların kimliğini saklayabilmesi olumlu tarafıdır. Ölçek farklılıkları nedeniyle, dahil edilen çalışmalar, ölçek tipi ve kesme puanına göre tabakalandırılmıştır.
Bu çalışmada tıp öğrencileri arasında depresif belirtilerin yaygınlığı genel toplumda bildirilenlerden daha yüksektir. Örneğin, ABD’de yapılan bir çalışmada(n=67 500) 12 aylık depresyon prevalansı 18-25 yaşları arasında% 9.3, 26-49 yaşları arasında %7.2 saptanmıştır. Tıp öğrencileri ile diğer lisans öğrencilerinin depresyon açısından karşılaştırılması konusu açık değildir. İki geniş epidemiyolojik çalışmada tıp öğrencisi olmayan lisans öğrencilerinde depresif belirti sıklığı %13.8-%21.0 arası saptanmıştır. Bu, meta analize dahil edilen tıp öğrencilerini tanımlayan çalışmalarda belirtilenden düşük değerlerde bir aralıktır.
Eldeki verilerle tıp öğrencisi olmayan lisans öğrencilerinde depresyon sıklığı konusunda kesin yargılara varmak güçtür. Boylamsal çalışmada elde edilen verilere göre, tıp öğrencilerinin kendilerinden ziyade eğitimlerinin kendisi bir stresör olabilir.
Depresyon saptanan tıp öğrencilerinin sadece %15.7’sinin tedavi arayışında olması, tıp öğrencilerinin ihtiyaçlarına ve eğitimlerinin gerektirdiklerine uygun bir tıbbi bakıma ulaşımı artırmanın önemini vurgulamaktadır.
Kısıtlılıklar
Verilerin elde edildiği çalışmalar farklı desenlere sahip, farklı sosyodemografik özelliklere sahip olguları içeren, farklı ölçüm yöntemleri kullanan, farklı tıp fakültelerinde yapılan çalışmalardır. Depresyon ve özkıyım düşüncesi için ortak ve geçerli bir ölçüm yöntemi kullanan, yapılandırılmış klinik görüşme uygulanan, rastgele seçilen alt grupların çok merkezli bir takip çalışması tıp öğrencileri arasında depresyon ve intihar düşüncesinin prevalansını sağlayacaktır.
Geleceğe Yönelik Öneriler
Depresif belirtiler ve özkıyım belirtilerinin kaynağı tıp fakültesindeki yarışmacı ortam olabilir. Müfredatın grupça öğrenmeyi ve işbirliğini teşvik etmesi, derecelendirme yerine geçti-kaldı şeması kullanması bu stresi azaltabilir.
Sonuç
Bu sistematik gözden geçirmede, tıp öğrencilerinde depresyon veya depresif semptom prevalansı %27.2, özkıyım düşüncesi %11.1 bulunmuştur. Tıp öğrencileri popülasyonunda, bu bozuklukların önlenmesi ve tedavisi için stratejiler geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
Hazırlayan:Dr. İmran Gökçen YILMAZ KARAMAN