Şizofreni Spektrum Bozukluklarında Uyku Bozuklukları ve Özkıyım Riski: 8 Yıllık Boylamsal Çalışma

Şizofreni Spektrum Bozukluklarında Uyku Bozuklukları ve Özkıyım Riski: 8 Yıllık Boylamsal Çalışma

Araştırmanın Künyesi:
Li SX, Lam SP, Zhang J, Yu MW, Chan JW, Chan CS, Espie CA, Freeman D, Mason O, Wing YK. Sleep disturbances and suicide risk in an 8-year longitudinal study of schizophrenia-spectrum disorders. SLEEP 2016;39(6):1275–1282.

Bağlantı:
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4863217/

Giriş

Uyku bozuklukları, psikiyatriye başvuran hastaların en yaygın yakınmalarından biridir. Sıklıkla kişinin üzüntü ve endişeleriyle, günlük işlevsellikte belirgin azalmayla, hayat kalitesinde düşmeyle ve komorbid klinik durumların kötüleşmesiyle ilişkilidir. Genel popülasyonda ve klinik popülasyonda uyku bozuklukları ile artmış özkıyım riski arasındaki anlamlı ilişkiyi gösteren kanıtlar artmaktadır. Ancak, özellikle erken ölümün en sık sebebi özkıyım olan şizofreni hastalarında bu ilişkiyi inceleyen boylamsal bilgi kısıtlıdır. Bu nedenle şizofreni hastalarında uyku bozuklukları ile özkıyım riskini araştırmaya ihtiyaç vardır.

Uyku bozuklukları, psikotik bozuklukların klinik seyrinde önemli bir semptom olmasına rağmen, sıklıkla gözden kaçar.

Bu çalışmanın amacı, şizofreni spektrum bozuklukları tanıları ile takip edilen hastalarda uyku bozukluklarının, özellikle uykusuzluk ve kabusların yaygınlığını, bunların özkıyım girişimleri ile olası ilişkilerini incelemektir.

Yöntem

Hong Kong’da üniversiteye bağlı bölge kamu hastanesinin psikiyatri polikliniğinde şizofreni spektrum bozuklukları tanısı ile ayaktan takip edilen hastalar değerlendirmeye alınarak naturalistik boylamsal çalışma yürütüldü. Başlangıçta Mayıs-Haziran 2006’da 388 hasta tarafından ayrıntılı uyku anketi dolduruldu. İlgili klinik bilgiler, Haziran 2007-Ekim 2014 arası klinik olgu notlarından alındı.

Bulgular

Sık uykusuzluk ve sık kabusların yaygınlığı sırasıyla %19 ve %9’du. Başlangıçtaki sık uykusuzluk, takip dönemi boyunca artmış özkıyım girişimi sıklığı ile anlamlı olarak ilişkiliydi. (odds oranı = 4.63, 95% güven aralığı 1.40–15.36, P < 0.05). Kabus yakınması tek başına özkıyım girişiminde bulunmayı öngördürmedi ancak kabus ve uykusuzluk komorbiditesi takip boyunca özkıyım girişimi riski ile ilişkiliydi. (odds oranı = 11.10, 95% güven aralığı: 1.68–73.43, P < 0.05).

Tartışma

Bu çalışma bilindiği kadarıyla, şizofreni spektrum bozukluklarında uyku yakınmaları ile ilgili olarak özkıyım davranışlarının zaman içindeki riskini tanımlayan ilk çalışmadır.

Şizofreni spektrum bozukluklarında uyku bozuklukları: Sık kabus görme prevalansı bu örneklemde %9.0 değeriyle yerel yetişkin popülasyonundan (%5.1) yüksekti. Uykusuzluk prevalansı %19’du. Bu oranların benzer diğer çalışmalara göre düşük bulunmasının sebebi çalışmada semptomatik zaman aralığının sıkı kriterlerle tanımlanmış olması, farklı çalışmalardaki klinik örneklemlerin heterojenitesi olabilir.

Bu kohort çalışmasında, farklı psikotik tanılarda sık uykusuzluk prevalansları %14 ile %46 arasında değişirken; bu oranlar yerel yetişkin popülasyonundan (%9-%13) yüksektir. Öznel uyku bozuklukları, şizofreni hastalarında görülen sirkadyen disregülasyon ile ilişkili olabilir. Sirkadyen ritim ölçümlerini kapsayan ileri araştırmalar, bu klinik popülasyondaki uyku bozukluklarının altında yatan potansiyel mekanizmayı açıklığa kavuşturabilir.

Uyku bozuklukları özkıyım riski ilişkisi: Başlangıçta belirtilen sık uykusuzluk izlemde 4 kat fazla özkıyım girişimi ile bağımsız olarak ilişkili bulundu. Başlangıç analizinde sık kabuslar özkıyım girişimi için önemli bir prediktör olarak görülmese de, sık kabus ve uykusuzluk komorbiditesi, gelecek özkıyım girişimi için 11 kat fazla risk taşıyor.

Bulgular, literatür ile uyumlu şekilde, uykusuzluk ve kabusları da kapsayan uyku bozukluklarının genel popülasyon ile major depresyon, anksiyete bozukluğu gibi diğer klinik popülasyonlarda özkıyım davranışlarıyla ilişkili olduğunu gösteriyor.

Uyku bozukluğu olanlarda depresyon gelişme riski yüksektir, depresyon özkıyım için bağımsız bir risk faktörüdür. Uyku bozuklukları duygudurum semptomlarını ve psikotik deneyimleri arttırabilir. Ayrıca uyku bozuklukları emosyonel işlemlemeyi de kapsayan bilişsel ve yürütücü işlevleri zayıflatarak, problem çözmede yetersizliğe ve dürtüselliğe neden olarak da özkıyım riskini arttırabilir.

Sık uykusuzluk ile uykusuzluk ve kabus komorbiditesi; hastalık süresi, antidepresan kullanımı, psikiyatri kliniğinde yatış öyküsü, geçmiş özkıyım girişimleri gibi karıştırıcı faktörler düzeltildikten sonra da izlemde yeni özkıyım girişimi ile önemli ölçüde ilişkili bulundu.

Klinik etkiler: Katılımcıların %60’ı sık uykusuzluk tanımladı, bu hastalar değişken dozlarda antipsikotik almaktaydı, uykusuzluk yaşamayanlara göre daha sık benzodiazepin reçete edilmişti, daha çok polifarmasi yapılmıştı. Ancak, ek farmakolojik tedaviler uyku sorunlarını hafifletmemişti.

Sonuç

Şizofreni spektrum bozukluğu hastalarında uyku bozuklukları yaygındır. Tanının etkisi, uyku bozukluğunun gerektirdiği klinik dikkatin yeterli olmamasına neden olabilir.

Şizofreni hastalarında uyku bozuklukları, özkıyım riski ile ilişkilidir. Bu nedenle klinik dikkati ve müdahaleyi gerektirir.

Psikotik bozukluklarda uyku bozukluklarının klinik idaresi için, uyku odaklı tedavilerin etkinliğini ölçen girişimsel çalışmalara ihtiyaç vardır.

Hazırlayan: Dr. İmran Gökçen YILMAZ