Geçen 20-30 yıl boyunca, yaygınlığının , erken başlangıçlı oluşunun ve hastalık etkisinin artan biçimde tanınması SAB’yi kavramamızdaki ilerlemeleri hızlandırmıştır. Güncel olarak mevcut müdahalelerin kullanımını en uygun hale getirmek ve yeni terapiler geliştirmek konusunda halen karşılanmamış önemli bir gereklilik mevcuttur.Korku temelli bozuklukların altında yatan nörobiyolojik kuramları kavrayışımızda ki artış sonucu geliştirilen aktarım araştırmaları SAB’nin tedavisi konusunda ki sonuçların iyiye doğru geliştiğine dair umut vermektedir.